gecelik

bordo geceliğini çıkardı çamaşırlarının olduğu sabunlu çekmeceden. soğuktu. tüyleri diken diken oldu. ama yine de o ince saten geceliğini geçirdi başından.vücudundaki akışını hissetti ürpererek. aynanın karşısına geçip oturdu. gözlerindeki makyajı sildi.yine de güzeldi. bembeyazdı teni. saçlarını taradı. sırtı ıslak. yüzüne gece kremini sürdü. bi süre baktı aynaya. içinden neler geçiyordu. daha dün ülkenin soylu adamlarından biriyle evliydi. bugün ise o soylu adamdan geriye kalan tek  şey  parmağından çıkardığı (parmağındaki izinin sürdüğü) taşlı zarif bir yüzüktü. bütün o şöhret pufff.. herşey en saf halindeydi.
artık gitmek zorunda olduğu davetler olmayacaktı. artık mutlu görünmek zorunda değildi o insanlara. televizyonda sürekli haberleri takip etmek zorunda değildi, röportaj için saçma saçma laflar etmek zorunda değildi. her gün makyaj yapmak zorunda değildi. onun sevdiği yemekleri yemek zorunda değildi. artık ucuz votkalar da içip evinde rahat rahat geyirebilirdi mesela. pazara gidip yiyeceği meyvaları kendi seçebilirdi. artık hata yapabilirdi. iş çıkışı bir puba gidip tuhaf insanlarla tanışabilir onları dinleyebilirdi. ne zamandır ertelediği yemek kursuna oradan da dans kursuna gidebilirdi. ne çok ağırlık varmış üzerimde diye düşündü.
yapmak zorunda kaldığım ne kadar çok şey.. ve karar vermek zor gibi görünse de aslında bu şekilde yaşamakmış zor olan. bunu kendine sadece para için yapmıştı. şimdi kurtulmuştu. 
ayağa kalktı. perdeyi aralayıp gizlice dışarı baktı. buraya taşınmakla iyi ettim diye düşündü. o sıkıcı insanlarla aynı muhitte olmadığına da ayrıca sevindi. pencereden soğuk geliyordu. insanlar hala dışarıdaydı. noel alışverişleri başlamıştı. ağaçlar ve evlerin bir çoğu ışıklandırılmış ve süslenmişti. daha kar yağmamıştı ama böyle giderse bikaç güne kadar yağacaktı. 
göğüs uçları belirginleşmişti. artık düğmeleri ilikli bir hayat yaşamak yok diye düşündü.
buz dolabından bir şişe süt çıkardı. dudaklarının üzerinde kalanları diliyle temizledi.
yatağa yattı. bir süredir yatakta onu bekleyen arkadaşına süt kokulu bir öpücük uzattı.
kız diliyle kabul etti. birlikte ilk defa bu kadar huzurlu uyudular.

Yorumlar

  1. Okurken nedense 'Simone de Beauvoir' geldi aklıma...

    YanıtlaSil
  2. neden geldiğini anlayamadığınız için yorumunuza manalı bir cevap veremiyorum maalesef..zira kendisini de çok tanımam. karmaşık ilişkiler vs. okumadım yani. ama merak ettim okumak isterim.

    YanıtlaSil
  3. Sanırım yazınızda biraz feminizm kokusu almamda daha da önemlisi Simone kadın iç dünyasını ve karmaşasını ii yansıtan bir filozof ondan sanırım. bir erkek olarak severim kendisine ama neden sevdiğime anlam veremem..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

whisper