bu da böle bi yazı işte...

küller yağıyor üzerimize
ellerim cebimde yürüyorum
insanlar çoktan kaçmaya başladılar
fırtınanın da fazla gecikmeyeceğini öğrendik bugün haberlerde
bazıları ibadet etmeye başladı
bazılarıysa ülkeyi terk etmek için hazırlık yapıyorlar.
ellerim cebimde yürüyorum.
bir köşede sigara yakıyorum.
insanları izliyorum
tuhaf bir telaştalar.
zaten bilmiyor muyduk bu sonun geleceğini.
zaten hergün ölmüyor muyduk?
bazen bilinenden kaçmak, bazense bilinmeyenden kaçmaktaydık oysa.
uzun zamandır bekliyorduk bunu.
peki neden bu telaş.
ne bekliyorduk
mutlu son mu?
bunun sadece filmlerde olduğunu bilmiyor muyduk..?
şimdi hergün bir koyun gibi izlediğiniz yolları
belki hergünkünden daha hızlı geçiyorsunuz.
hamburgercinin önünden geçerken o enfes kokuyu duymuyorsunuz
aceleniz var.
tüm zorluklarla kurduğunuz hayat bitiyor
elinizi çabuk tutsanız bile kaçamayacağınız tek şey bu.
hep doğduğum yerde ölmek istemişimdir
benim de rahatlığım bundan sanırım.
kimsem yok
evde bir kedi ve bir su kaplumbağası dışında.
fırtına geliyor.
ülkenin daha önce hiç böyle bir fırtına görmediği söyleniyor.
ihtiyarlar aralarında konuşuyorlar.
kaybedecek birşeyimiz yok diye seviniyorum.
fırtınayı, bir barda biramı yudumlarken seyredip bir yandan felaket haberlerini ihtiyarlarla izlemek tek planım.
yani değişen bişey yok hayatımda.
hergün gittiğim bara gidip, yaşlılarla küfürleşicem vs.
bi kaç güne şehirde kimse kalmaz.
sadece küller ve benim gibi hiçbirşey için acelesi olmayanlar..
kül yağıyor.
ellerim cebimde.
içimde bi şarkı.
son kez yürümek de ilk adımlar kadar önemliymiş.
şu bi gerçek ki son adımını hatırlayan tek insan ben olucam..

Yorumlar