karlı memleketlerden geçen bir trenin içinde belli belirsiz ışıklara öykü uydurmaktayım.. mesela şu evde yaşlı bir aile yaşıyor olsa gerek ve içinde bu ayki faturaların derdine düşen sakallı pijamalı bi amca oturuyor gecenin sabahla önsevişme saatlerinde.. çocuklarını düşünüyor, dua ediyor içinden.. diğer bir evde ise, bir çocuk -ama mutlaka esmer ve yaşanmışlık suratlı- uyanıyor kabusundan.donunun lastiğini yeleğinin üstüne çekmiş, irkiliyor ve camdan bakıyor kar tanelerinin o sırada evlerinin biraz uzağından geçen trenin uğultusunu ninni gibi dinleyerek tekrar uyumaya çalışıyor..o sırada babası anasını düzüyor..üzüyor..fazlasıyla eziyor..bir sümüklü bebe de karyolanın yanında dermeden çatmadan bir beşikte.
karlı memleketlerin hikayeleri, uzağın çağrıştırdıkları , yakının ayrıştırdıkları.. onlar bu karanlığın içinde salınan trendekiler kadar gerçekler..belki daha gerçek. orda bu gece yaşananları daha fazla kurcalamadan girdim uykunun koynuna..kitap düşmüş elimden,yüzüm düşmüş..bunlar düşmüş..
karlı memleketlerin hikayeleri, uzağın çağrıştırdıkları , yakının ayrıştırdıkları.. onlar bu karanlığın içinde salınan trendekiler kadar gerçekler..belki daha gerçek. orda bu gece yaşananları daha fazla kurcalamadan girdim uykunun koynuna..kitap düşmüş elimden,yüzüm düşmüş..bunlar düşmüş..
Yorumlar
Yorum Gönder
whisper